YAZIYA GEL
(Düellonun Kısa Tarihi)

 

Tarihte ilk bilinen düello Troya kahramanı Hektor ve Achilles arasında gerçekleşti. Daha sonraları insanlar arenalarda kozlarını paylaşan gladyatörleri gördü. 

Kavimler göçü sonrası yurtlarını kaybeden Cermenler düelloyu bütün Avrupa halklarına öğretti.

Tanrının hükmü olarak kabul edilen düello kavramı ortaçağda bir adalet hükmüne dönüştü. Yargıçlar bir çok kez gerçeğin aydınlatılabilmesi için ortaçağda düelloya hükmettiler. Yüzyıllarca masum olanın düelloyu kazanan olduğuna inanıldı. 

Sonradan para işin içine girince yerine parayla düellocu tutanlar bile mubah sayıldı.

Rusya’nın tartışılmasız en büyük şairi kabul edilen Puşkin, hayatı boyunca 21 kez düello yaptı. 21. Düellosunda hayatını kaybetti. Düellonun nedeni eşi Natalya idi. 

Güzelliği dillere destan Natalya ile Puşkin’in kızı Maria Pushkina, yıllar sonra Tolstoy’un Anna Karenina romanının esin kaynağı idi. 

Tolstoy’da bütün Rus yazarları gibi düelloya meraklıydı. Üstelik bir kızgınlık anında en sevdiği dostu Turgenyev’i düelloya davet etmişti. 

Fransız düşünür Voltaire düelllo yapmayan ek ulusun Türkler olduğunu söyler. Ona göre Türkler silahlarını sadece savaşta eline alır.

Çocukken hatırlıyorum, bizlerde sık sık birbirimizi düelloya davet ederdik, bu o dönemin kovboy filmlerinin etkisi mi yoksa geçmişten gelen bir gelenek mi onu bilmiyorum. 

Sadece hatırladığım birebir döğüşeceğimiz zaman “Yazıya Gel!” derdik. 

Yazı yöresel bir kavram, sanırım açık alan, arazi anlamına geliyor. Ben yazıya çok gittim ama galip geldiğimi pek hatırlamıyorum. 

Ama önemli olan bütün düellolarda olduğu gibi karşı karşıya gelmek değil mi?

03.09.2017