Kameron’un güney kıyılarındaki tropik ormanlarda küçük şempanze hayvan avcılarına yakalandığında henüz bir yaşındaydı.
Annesinden çok uzaklarda, okyanusun karşı kıyısında bir çiftliğe gönderilmesi ile başlayan şempanze Ham’ın serüveni insanoğlu için Dünya kapılarını zorlayan yeni ufukların başlangıcı olduğunu nereden bilebilirdi.
Nasa Uzay İstasyonu’na getirildiğinde onunla birlikte istasyona gelen kırk kadar şempanzeden biriydi Ham. Diğer aday şempanzeler gibi tam iki yıl boyunca eğitildi.
Önce seçilen ilk beş adaydan biri oldu, sonra da 1961 yılının Ocak ayında uzaya yolculuk edecek ilk canlı olmasına karar verildi.
Ne Amerikalı Astronotların, ne de Sovyet kozmonotların alamadığı riski Ham alacaktı. Üstelik sadece bir tek muz uğruna.
31 Ocak 1961 tarihinde Florida’da bir uzay kapsülünün içinde mavi ışık yanıp sönmeye başladığında daha önce eğitimlerde defalarca yaptığı gibi ödül muzu yemek için kolu ileriye doğru itti kapsül hızla havalandı.
16 dakika süren bu kabus yolculuk belki de Ham’ın hayatının en uzun ve en özgür yolculuğu idi.
Dönüş yolunda hızla Atlas Okyanusu’na düşen kapsüldeki basınç kaybına rağmen kurtarma gemisi ile kapsülden çıkarıldı.
Burnunda sadece bir çizik vardı.
Bu zorlu yolculuk sonrası Ham ne yazık ki, yaşamının kalan 16 yılını Washington’da Ulusal Hayvanat Bahçesinde parmaklıklar arasında geçirdi.
Eminim Ham yaşadığı 16 dakikalık kabus dolu özgürlüğü 16 yıllık esaretine tercih etmeyecektir.
Ama yine de özgürlük özgürlüktür.
