İkinci Dünya Savaşı henüz başlamamıştı. Budapeşte’de Macar Turancılarının körüklediği ırkçılık adeta Nazi Almanya’sına davetiye çıkarmıştı. (Savaşın ilk yıllarında yarım milyona yakın Macar Yahudisinin toplama kamplarına götürülmesine Macar halkının sessiz kalışı biraz da bundandır.)
Sergey Darvas da yahudi ve Budapeşte’de ünlü bir keman virtiözüydü.
Bir gece kendi imkanları ile Budapeşte’den kaçmaya karar verdi. En değerli varlığı olan kemanını yanına aldı ve ülke sınırına kadar yürüdü. Sınırı geçmek için sürünmek zorundaydı. Kemanını kollarının arasına aldı ve saatlerce süründü. Ayağa kalktığında elbiseleri paramparça olmuştu. Ama kemanı sapasağlamdı.
Dünyaca ünlü virtüözü Türkiye hükümeti sıcak karşılayacaktı. Yeni Türk nüfus cüzdanı bizzat İsmet İnönü tarafından imzalanarak verildi. Nüfus cüzdanındaki adı “Halil Darvaş”’dı.
Darvaş’ın kemanından yayılan melodiler artık dönemin devlet erkanı ve yazarlarının uğrak yeri Karpiç Lokantası’ından yükseliyordu. Devletin önemli kararlarının alındığı ve memleket meselelerinin tartışıldığı hararetli konuşmaların fonunda anason kokusu, duman ve bir de Darvaş’ın kemanından yükselen tango müzikleri vardı.
Yazar masalarından bazen bilmeden, bazen bilerek yükselen eleştiriler haddini aşıp Milli Şef’in masasında kadar ulaşıyor ama kemanın büyülü sesi hepsini bastırıyor, kızmaya hazırlanan dudaklarda hafif tebessüm yaratıyordu.
Ta Budapeşte’den ölümü göze alarak getirdiği kemanını Darvaş canı gibi koruyordu. Artık nereye gitse o vardı.
Darvaş’ın kemanının sesi Ankara’ya gelen yabancı konukların ağırlanması, Karpiç ve ünlü Çiftlik Merkez Lokantası derken adeta Ankara’nın yıllarca değişmeyecek simgelerinden biri oluyordu.
Sonraları bu keman Yeşilçam’ın unutulmaz filmlerinde göründü. Filmlerdeki müzik sahnelerinin baş kemancısı ise Darvaş’dı.
Birgün evlenir Darvaş, hem de İzmir valisinin kızıyla.
Kadıncağız mutsuz. Çünkü genç kızken hayranı olduğu bu adam sadece kemanı ile evli. İzmir’de yaşanan bir deprem sonrası Darvaş’ın karısına boşverip, sadece kemanını alıp, apartman merdivenlerinden aşağı inmesi bardağı taşıran son damla oluyordu.
“Senin ayakların var. Ama kemanım benim kurtarmama muhtaç, onun için çıkarken kemanımı yanıma almamı doğal karşılamalısın.” dese de çabaları evliliği kurtarmaya yetmiyor, boşanıyorlardı.
Sonraları kemanın sesi yeşil Marmaris’ten yükseldi. O dönem tanınmayan küçük Marmaris kasabası Darvaş’ın kemanı ile Dünya’ya tanıtılıyor, birçok ünlü devlet adamı bu sayede Marmaris’e geliyordu.
Onu dinleyen devlet adamları arasında Roosvelt, Churchill ve hatta Mussolini vardı. Konserler sonrası Amerikan basını kendisinden “Kralların kemancısı” olarak bahsediyordu.
Marmaris’te ölümü sonrası vazgeçemediği kemanı Kanada’da yaşayan müzisyen oğlu Atilla Darvaş’a gönderildi. Sonra da unutulup gitti Darvaş.
Kayıp mezarı 2014 yılında Marmaris Filarmoni Derneği tarafından bulundu ve en sevilen bir kaç parçası çalınarak anıldı.
O tarihten beri Marmaris nüfus idaresi kayıtlarında Davraş hala yaşıyor görünür. Kimsesiz Darvaş’ı hiçkimse kayıttan düşürmemiş.
Sihirli kemanı ise Kanada’da emin ellerde.