LAOKOON VE OĞULLARI
Poseidon tapınağının kahin rahibiydi Laokoon.
Tanrısal bir sırrı paylaştı Troya halkı ile. Tanrı Apollon’un ona bahşettiği geleceği görme yeteneğini kötüye kullandı Oylmpos tanrılarının önünde. Hem de hiç çekinmeden.
Akka askerlerinin tam da Troya’dan vazgeçtiğinde cin fikirli Odysseus’un aklına gelmişti dev tahta at fikri. Savaşın başından beri iki ayrı ülkeyi destekleyen Tanrılar ilk kez fikir birliğine varmışlardı Akkaların lehine. Üstelik on yıldır savaşan Troya halkını görmezden gelmişlerdi bir ölümlünün günahına ortak olmak pahasına.
Laokoon, tahta atın surlardan içeri alınmaması için çok uğraştı, yalvardı Troyalılara. Kargısını öfkeyle fırlattı atın böğrüne.
Kimseler ona inanmadı, aldılar atı içeri sunmak için aklın Tanrıçası Athena’ya. Bilemezlerdi Tenedos’un (Bozcaada) arka sahilinde gizlenen Akka gemilerini.
O gün son bir çare olarak tapınağa dönen Laokoon, Poseidon’a bir adak adadı. Tam da boğayı kesecekken, arkasına duydu çocuklarının inlemelerini.
Kızgın Poseidon denizin diplerinden gönderdiği iki büyük yılanlı saldırtmıştı küçük çocuklara.
Laokoon öfkeyle baltasını kaldırıp saldırdı yılanlara. İnlemesi surları aştı saldırırken ama engel olamadı yılanlara.
Yılanlar zehirlerini Laokoon’un ve çocuklarının bedenine boşaltıp gizlendiler Tanrıça Atena’nın kalkanının arkasına.
Laokoon kehaneti ölümlülere söylemenin bedelini kendi ve çocuklarının hayatı ile ödedi.
Kehaneti bilen bir ölümlü daha vardı,
Kral Priamos’un kızı Kassandra.
Kassandra’nın acısı daha büyüktü.