JULES VERNE’İN KAYIP KİTABI

Yirminci yüzyılın bilim adamlarının hemen hepsi Jules Verne romanlarını okuyarak keşifler ve buluşlar yaptılar.

Yaşadığı süre boyunca bir kez bile Dünya turu yapmadığı halde, üstelik bir kez bile görmediği elektrik, hidrojen enerjisi, uçak, denizaltı gibi bir çok yirminci yüzyıl buluşunu görmeden kafasında canlandırmıştı. İnsanoğlu aya yolculuğu ancak ondan yaklaşık yüzyıl sonra yapabildi.

Bu anlamda Verne bilim dünyasının falcısı kabul edilir.

Bunu biraz daha ileri götüreyim, bugüne kadar hiçbir kaynakta ve bilimsel yazıda henüz rastlamamış olsam da, çağdaşı Karl Marx’ın bile onun yaratıcı sezgilerinden etkilediğini düşünürüm. Bu benim kişisel görüşüm.

Belki de Alexander Dumas gibi bir yazar tarafından teşvik edilmiş olmasaydı, (eski yayıncısı) Jules Verne adını hiçbir zaman duymayacaktık.

Zaman zaman çocukluğumda okuduğum Jules Verne romanlarına tekrar döner, yeniden okurum. Son zamanlarda oğlum okurken, bir çoğunu tekrar elden geçiriyorum.

Sadece dönemi için ucube kabul edilen görüşleri değil, romanlarında geçen diyaloglarında gizli bizim henüz keşfedemediğimiz bilimsel, toplumsal ve siyasi görüşlerini bir bulmaca çözer gibi araştırırım.

Siz okumasanız da çocuklarınıza bence mutlaka JULES VERNE romanları okutun. Üstelik budala Saftirik’ten daha eğlenceli.

YİRMİNCİ YÜZYILDA PARİS, Jules Verne’in 130 yıl sonra yayımlanmış romanıdır. Yayıncısı dönemi için sakıncalı bulduğundan bu romanın müsveddeleri yazarın ölümünden yıllar sonra bulunmuş ancak 1994 yılında Fransa’da yayımlanabilmiştir.

Yıllarca hasıraltında bekleyen ve yayımlanması sakıncalı bulunan bu roman neden gizlenmiştir?

Bunu anlamak için romanın diğer Jules Verne romanları gibi iyimser bir yapısı olmadığı, bilim kurgu romanı değil, aksine bir distopya olduğunu görmemiz gerekir.

Yakınlarda Türkçesi de yayınlanan bu başyapıt ne yazık ki Türk okuyucusunun ilgisini çekmedi.

20..Yüzyılda bir çok distopist roman yazıldı. Orwell, Zamyatin, Huxley ve diğerleri.

Ama bütün öngörüleri doğru çıkmış bir bilim kurgu yazarı; Jules Verne yazınca durum değişir.

Verne’in bu romanı yazdığı dönem özellikle doğa bilimlerinin herşeyin önüne geçtiği ve hayatın ona göre değerlendirildiği dönemdir. Yüzyıl sonrası için sanatsal değerlerin gözardı edildiği, eğitimin tekelleştiği, matematiğin ve mühendisliğin hertürlü değerin üzerinde sayıldığı bir dönemi tasarlamıştır yazar. Ona göre eğitim dahil herşey tekelleşmektedir.

Ama bu durum onun için insanları ideal bir topluma götürmez, aksine sonu felaketlerle sonuçlanacak karamsar bir tablo çizer. Bu karamsar tablonun içinde karşı konulmaz doğa koşulları önemli yer tutar.

20.Yüzyılda zaman elbette ki Jules Verne’nin öngördüğünden daha yavaş ilerlemiştir. Bu onun yanılgısı değil, bizim henüz görmediklerimizi 19. Yüzyılda görmesindendir.

Bu yazıyı romanın kahramanı Michel’in Eğitim Öğretim Kredi Kurumu’nun önünde söylediği sözlerle bitireyim,

“Bilim ha! Endüstri ha! Lanet olsun!”

27.08.2017