BİR FORSA VE BİR KIZGIN ADAM

Lombozlardan karşı kıyı görebiliyordum. Yakınlarda küçük bir ada vardı ama ana karaya yüzmenin daha doğru olacağını düşündüm. Diğer forsalar uyuyordu. 

Günlerdir uğraştığım zincir halkasını ayırmayı nihayet bu gece başarmıştım.

Ayağa kalktım, bacak bileğimdeki halkaya bağlı zincir yere sürtünüp ses çıkarmasın diye elime aldım. 

Üst kata çıktım, etrafıma baktım, nöbetçi horlayarak uyuyordu. Balıklama denize atladım. 

Kıyıya kadar yüzdüm. Bir süre kumların üzerine uzandım sonra kalktım dik yamaca tırmandım. 

Epeyce yukarıya çıkmıştım ki bir mağara gördüm. İçeri girdim yüksek bir taşın üzerine boylu boyunca uzandım. Yorgundum, gün boyu kürek çekmiş, yüzerek karara çıkmış sonra da dik bir yamacı tırmanmıştım. Derin bir uykuya daldım. 

Sabahın sessizliğinde bağrışmalar ve uğultular ile uyandım. Gözlerimi araladım, mağaranın girişindeki açıklıktan denizin orta yerindeki kadırgalar görünüyordu. 

Bütün gemilerden alevler yükseliyor, yanan tahtaların çatırtıları karşı yamaçlarda yankılanıyordu. Taş zemin üzerinde doğrulmak istedim, başaramadım. O an bir kaya mezarın içinde yattığımı fark ettim. 

Önce ürktüm, sonra da en güvenli yerin burası olduğunu düşündüm ve tekrar uykuya daldım.

***

Sabah uyandığımda yatakta doğrulup düşündüm. Yorgun ve bitkindim. Bir hamle ile pencereye yöneldim, mavi panjurları tamamen açtım. Aşağıdaki kaya mezarları aydınlatan lambalar henüz söndürülmemişti.

Denize baktım, karşıdaki adanın yanında belli belirsiz bir duman yükseliyordu. 

Aşağı indim, boş rakı kadehleri hala anason kokuyordu. Kahvemi içtikten sonra kıyıya inmeye karar verdim. 

Plaja geldiğimde defne ağacının gölgesindeki yatağa uzandım. Kaya mezar kadar sertti. 

Ağacın diğer yanında iki kadın sohbet ediyordu. 
Sarışın olan diğerine,

“Güneş doğmak üzereydi, görmeliydin, denizin ortası alev alevdi.”

Diğeri merakla sordu:

“Tekne tamamen yanmış herhalde, adam kurtulmuş mu?”

Sarışın alaycı bir edayla,

“Karaya yüzerek çıkmış manyak! Bu heriflerin hepsi tuhaf. Tamam kadına kızdın anlarım, tekneden ne istedim be adam. Yaksana kendini!”

Doğrulup kalkarken sarışın kadın beni fark etti. Birazcık da söylediklerinden utanarak gülümsedi. 

Görmezden gelerek oradan uzaklaştım. İçimde hafif bir rahatlık hissettim.

İyi ki karısıyla kavga edip teknesini yakan o adam ben değildim. 
İyi ki gemiden kaçan yaşlı forsa da ben değildim.