BEDRETTİN CÖMERT 77 YAŞINDA
1978 yılının sıcak yaz sabahında, bir Gladyo tetikçisi haince yolunu kesip kurşunladığında,
Bilmiyordu ki, aslında ona söyleniği gibi bir vatan hainini değil, belki de bu topraklarda yaşayan bir elin parmaklarından daha az olan sanat tarihi dehalarından birini yok ettiğini.
Bilmiyordu ki, bir bozkır kasabasında parasız yatılı okuyan, eğitimi ve akademik hayatı üstün başarılarla dolu bir bilim insanını öldürmüştü.
Biliyor muydu ki, o yaşasaydı Türkiye’de Umberto Eco’nun yapıtları benzeri dev eserler üretecekti.
Biz biliyoruz, “Mitoloji Ve İkonografi” kitabını okuyan herkes biliyor.
Mavi bir arabanın içindeydi Bedrettin Cömert katledildiğinde. Kara ölüme inat, yaşamı yücelten mavi!
Katili, ona bahşedilen uyuşturucu batakhanelerinde uzun yaşayamadı, öldürülürken açıklayamadığı karmaşık, kirli sırlarıyla göçüp gitti.
Yıllar sonra, cinayeti azmettirenlerin bayrağa sarılı cenazeleri kaldırılırken, arkalarından Boğaziçi Üniversitesi profesörü bir Başbakan “Devlet uğruna kurşun atan da, yiyen de şereflidir.” diyecekti.
Bedrettin Cömert eserleri ve şiirleriyle hala yaşıyor Anadolu topraklarında, Şeyh Bedreddin cömertliği ile.
27.09.2017